Читать книгу «Arzulanmış » онлайн полностью📖 — Моргана Райс — MyBook.
cover



Çeviri

Özge Ceren Kalender

Morgan Rice

Morgan Rice Hakkında Morgan efsanevi fantezi serisi, çok satanlar listesinde birinci olan ve on kitaptan oluşan THE SORCERER'S RING serisinin yazarıdır. Serinin ilk kitabı A QUEST OF HEROES ise ücretsiz indirilebilir!

Morgan Rice altı dile çevrilen ve on kitaptan oluşan yetişkin gençlere daha fazla hitap eden en çok satanlar listesinde birinci sırada olan VAMPIR MEKTUPLARI serisinin yazarıdır.

Morgan ayrıca gene çok satanlar listesinde olan kıyamet sonrasını anlatan etkileyici THE SURVIVAL TRIOLOGY üçlemesinin ilk iki kitabı olan ARENA ONE ve ARENA TWO’nun da yazarıdır. Morgan yorumlarınızı dört gözle bekliyor, istediğiniz zaman iletişim kurabilirsiniz.

www.morganricebooks.com

“YAZGI, Vampire journals serisinin 4. kitabıdır ve sizi hayal kırıklığına uğratmayacak. Morgan Rice okuyucuları bağlayan muhteşem bir iş yapmış.. İyi yazılmış bir hikaye. Aksiyon yüklü bu kitaptaki dönemeçler ve olaylar sonuna kadar sizi kitaba bağlı tutar. Hikaye boyunca o kadar çok önemli olay ve heyecan verici gelişmeler var ki dikkatinizi sürekli üzerinde tutmayı başarıyor. Ana karakter Caitlin, gelişiyor ve olgunlaşıyor. Ayrıca eski karakterlerin sunuş ve konuya karıştırılma şeklini de sevdim.. Mükemmel macera/aşk romanı!”

--The Romance Reviews

“Hikayelerin gelişme şeklini çok beğeniyorum. Karakterlerin büyümesini ve kendileri ve birbirleri hakkında yeni şeyler öğrenmesini izlemekten keyif alıyorum.. YAZGI büyük bir hikayeydi. Sizi gerçekten içine çekiyor! Bu kitapta kimi destekleyeceğimi bilemedim. Ve yine Major Cliffhanger!!! Aman Allah’ım, bir sonraki kitaba başlamak için sabırsızlanıyorum! İleride neler olacağını derhal öğrenmeliyim. Daha önce söylediğim gibi, TÜM SERİYİ alın! Hepsini kısa bir sürede bitirebilirsiniz. Bu kitaplar genç yetişkin serileridir. 30 yaşına yeni girdim, bu kadar sevdiğim az sayıda genç yetişkin serisi kitapları var ve bunlar da kesinlikle o listede! OKUYUN! OKUYUN! Unutmayın OKUYUN!”

--werevampsromance.org

"TURNED (Dönüşüm), TWILIGHT (Alacakaranlık) ve VAMPIRE DIARIES (Vampir Günlükleri)’e kesinlikle rakip olacak ve son sayfaya kadar elinizden bırakamayacağınız bir kitap! Macerayı, aşkı ve vampirleri seviyorsanız bu kitap tam size göre!"

--Vampirebooksite.com

YAZARIN KITAPLARI

THE SORCERER’S RING

Kahramanların Görevi

A QUEST OF HEROES (Book #1)

A MARCH OF KINGS (Book #2)

A FATE OF DRAGONS (Book #3)

A CRY OF HONOR (Book #4)

A VOW OF GLORY (Book #5)

A CHARGE OF VALOR (Book #6)

A RITE OF SWORDS (Book #7)

A GRANT OF ARMS (Book #8)

A SKY OF SPELLS (Book #9)

A SEA OF SHIELDS (Book #10)

A REIGN OF STEEL (Book #11)

A LAND OF FIRE (Book #12)

A RULE OF QUEENS (Book #13)

AN OATH OF BROTHERS (Book #14)

THE SURVIVAL TRILOGY

ARENA ONE (Book #1) Arena Bir Köletüccarları Üçlemesi

ARENA TWO (Book #2)

THE VAMPIRE JOURNALS

TURNED (Book #1): Dönüşüm

LOVED (Book #2) Sevilmiş

BETRAYED (Book #3): Aldatılmış

DESTINED (Book #4) Yazgı

DESIRED (Book #5)

BETROTHED (Book #6)

VOWED (Book #7)

FOUND (Book #8)

RESURRECTED (Book #9)

CRAVED (Book #10)

FATED (Book #11)



Sonsuz Kitap: 124

1. Baskı: Temmuz 2014 ISBN: 978-605-384-734-2 Yayıncı Sertifika No: 16238


Yazar: Morgan Rice Çeviri: Özge Ceren Kalender

Yayın Yönetmeni: Ender Haluk Derince Görsel Yönetmen: Faruk Derince Editör: Tanıl Yaşar

İç Tasarım: Sadık Kanburoğlu

Düzelti: Can Ekin Köroğlu

Baskı: Sonsuz Matbaa Kağıtçılık Müc. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Matbaa Sertifika No: 28487 Davutpaşa Cad. Güven Sanayi Sitesi

C Blok 2. Kat No: 291 Topkapı/İSTANBUL

Tel: 0212 674 85 28 501 04 95 Faks: 0212 674 85 29

E-posta: sonsuzbasim@gmail.com YAKAMOZ KİTAP © Morrgan Rice

Orijinal Adı: Desired Copyright © Morgan Rice

Türkçe yayın hakları Nurcihan Kesim Ajans aracılığı ile alınmıştır.

Yayınevinden izin alınmaksızın tümüyle veya kısmen çoğaltılamaz, kopya edilemez ve yayımlanamaz.

Sonsuz Kitap, Yakamoz Yayınları’nın tescilli markasıdır.

YAKAMOZ KİTAP / SONSUZ KİTAP

Gürsel Mah. Alaybey Sk. No: 7/1 Kağıthane/İSTANBUL Tel: 0212 222 72 25 Faks: 0212 222 72 35

www.yakamoz.com.tr / info@yakamoz.com.tr www.facebook.com/yakamozkitap www.twitter.com/yakamozkitap

Birinci Bölüm

Ikinci Bölüm

Üçüncü Bölüm

Dördüncü Bölüm

Bes, inci Bölüm

Altıncı Bölüm

Yedinci Bölüm

Sekizinci Bölüm

Dokuzuncu Bölüm

Onuncu Bölüm

On Birinci Bölüm

On Ikinci Bölüm

On Üçüncü Bölüm

On Dördüncü Bölüm

On Bes, inci Bölüm

On Altıncı Bölüm

On Yedinci Bölüm

On Sekizinci Bölüm

On Dokuzuncu Bölüm

Yirminci Bölüm

Yirmi Birinci Bölüm

Yirmi Ikinci Bölüm

Yirmi Üçüncü Bölüm

Yirmi Dördüncü Bölüm

Yirmi Bes, inci Bölüm

Yirmi Altıncı Bölüm

Yirmi Yedinci Bölüm

Yirmi Sekizinci Bölüm

Yirmi Dokuzuncu Bölüm

Otuzuncu Bölüm

Otuz Birinci Bölüm

Otuz Ikinci Bölüm

Otuz Üçüncü Bölüm

Otuz Dördüncü Bölüm

Otuz Bes, inci Bölüm

Otuz Altıncı Bölüm

Otuz Yedinci Bölüm

Otuz Sekizinci Bölüm

Otuz Dokuzuncu Bölüm

GERÇEK:

Paris’in Montmarte bölgesi 19. yüzyılda inşa edilen Sacré-Coeur Kilisesi ile ünlüdür. Tepenin üzerinde, hemen yanında daha küçük bir yapı olan Aziz Peter Manastırı vardır. Bu küçük belirsiz yapının kökeni 3. yüzyıla kadar dayanır ve daha büyük bir öneme sahiptir. İsa’ya inananların yeminlerini ettikleri yer olarak bilinir.

GERÇEK:

Sainte Chapelle, Paris’in ortalarındaki bir adada bulunan (Notre Dome’ın yakınlarında), içinde İsa’nın tacı, kutsal mızrak ve İsa’nın gerildiği çarmıhtan kalan parçalar gibi kutsal emanetlerin de yer aldığı 13. yüzyıldan kalma bir yapıdır. Bu kutsal emanetler büyük, süslü, gümüş bir sandıkta saklanır.

“Niçin böyle güzelsin hâlâ?

Yoksa inanayım mı o elle dokunulmaz ölümün Sana güzellik verdiğine?

O iğrenç canavarın seni bu karanlıkta Sevgilisi olasın diye sakladığına?

Bundan korktuğum için yanında duracağım.

Bu karanlık gecenin sarayından Ayrılmayacağım bir daha…”

William Shakespeare

Romeo ile Juliet

Birinci Bölüm

Paris, Fransa (Temmuz, 1789)

Caitlin Paine karanlığın içine uyandı.

Hava oldukça ağırdı, hareket etmeye çalıştıkça nefes alması zorlaşıyordu. Sert bir zeminde sırt üstü yatıyordu. Soğuk ve rutubetli bir yerdeydi, yukarıya bakınca ince bir ışık huzmesi gördü.

Omuzları yanlardan sıkıştırılmış gibiydi ama biraz çabayla gevşemeyi başardı. Avuçlarını esnetip altındaki zemini incelemeye başladı. Ellerini etrafında gezdirince hapsedilmiş olduğunu anladı. Hem de bir tabutun içine!

Caitlin’in kalbi hızlıca atmaya başladı. Sıkışık yerlerden nefret ederdi, nefes alışı giderek güçleşiyordu. Korkunç bir kâbusun içinde miydi, yoksa gerçekten bir başka zamanda bir başka yerde mi uyanmıştı?

Bu sefer iki eliyle birden yukarıya doğru bir hamle yaptı. Kapak birkaç santim, Caitlin’in parmaklarının araya girebileceği kadar açıldı. Bütün gücünü toplayıp tekrar itti. Kapak bu kez taşların birbirine sürten sesiyle birlikte daha da açıldı.

Caitlin, açılan boşluğa yumruğunu yerleştirerek son bir hamlede kapağı üstünden atmayı başardı.

Oturup etrafına göz gezdirerek hızlıca nefes almaya başladı. Ciğerleri temiz havayla dolarken kendini ışığa alıştırmaya çalışıyordu. Ellerini gözlerine götürüp, ‘Acaba ne kadar zamandır karanlıktaydım?’ diye düşündü.

Oturduğu yerde gözlerini ışıktan korurken, etraftan duyacağı herhangi bir sese ya da hissedebileceği bir harekete karşı tetikteydi. İtalya’daki mezarlıkta yaşadığı uyanışın ne kadar zorlu olduğunu hatırladı. Bu kez hiçbir şeyi şansa bırakmak istemiyordu. Her şeye hazırlıklıydı. Yakında olabilecek köylülere, vampirlere ya da her ne varsa ona karşı kendini savunabilirdi.

Ama bu sefer sadece sessizlik vardı. Zar zor gözlerini açtı ve orada yapayalnız olduğunu fark etti. Gözleri ortama alıştıkça, bulunduğu yerin aslında o kadar da ışık dolu olmadığını anladı. Kavisli ve alçak bir tavanı olan mağaraya benzer, taş bir odadaydı. Bir kilisenin mahzenini andırıyordu. Oda sadece sıradan bir mumun ışığıyla aydınlatılmıştı. ‘Gece olmalı,’ diye düşündü.

Gözleri artık ışığa iyice alışmıştı. Etrafı dikkatle inceliyordu. Haklıydı. Kilisenin mahzeni olduğuna artık emin olduğu bir odanın köşesinde bir tabutta yatıyordu. Oda birkaç taştan sütun ve lahitler haricinde bomboştu.

Caitlin, içinde olduğu tabuttan dışarı adım attı. Gerilip kaslarını esnetti. Tekrar ayakta durabilmek iyi gelmişti. Bu sefer bir savaşın içine uyanmadığı için memnundu. En azından kendini toparlamak için biraz zamanı olmuştu. Ama hâlâ kafası karışıktı. Kendini bin yıllık bir uykudan kalkmış gibi hissediyordu. Ve tam o sırada, midesinde bir açlık sancısı hissetti.

‘Neredeyim?’, ‘Hangi yıldayım?’ diye meraklandı.

‘Ve her şeyden önemlisi, Caleb nerede?’

Onu yanında bulamayınca hayal kırıklığına uğramıştı. Caitlin, odayı Caleb’den bir iz bulma umuduyla aramaya başladı. Ama hiçbir şey yoktu. Diğer tabutun ağzı sonuna kadar açıktı ve içi boştu. Caleb’in saklanabileceği başka bir yer de yoktu.

“Hey! Caleb?” diye seslendi.

Odanın içinde birkaç çekingen adım attı ve alçak, kemerli bir kapı gördü. Bu kapı odaya giriş ve çıkışın tek yoluydu. Yaklaşıp açmayı düşündü. Kapı zaten kilitli değildi, yavaşça açıldı.

Odadan çıkmadan önce arkasına dönüp, etrafta ihtiyacı olan bir şeyi bırakıp bırakmadığına baktı. Hâlâ boynunda duran kolyesine dokundu. Ceplerini kontrol edip günlüğünün ve o büyük anahtarın orada olduğuna emin oldu. Bu dünyada sahip olduğu bütün varlığı bu kadardı ve bütün ihtiyacı olan da bunlardı.

Caitlin odadan çıkarak uzun, kemerli koridora adımını attı. Düşünebildiği tek şey Caleb’i bulmaktı. Elbette o da Caitlin ile birlikte bu zamana dönmüştü. Dönmemiş miydi yoksa?

Caitlin ile gelmiş olsa bile, onu bu zaman diliminde hatırlayacak mıydı? Her şeyi en baştan yaşamayı hayal bile edemiyordu. Caleb’i aramak ve Caitlin’i hatırlamayan bi Caleb’i bulmak… Hayır! Bu kez bunları yaşamamak için dua ediyordu. ‘Yaşıyor,’ diyerek kendini teskin etti. Buraya birlikte gelmiş olmalıydılar.

Koridorda hızlıca ilerlerken kendini taş merdivenlerde buldu ve hızı daha da arttı. Hızlandıkça Caleb’in onunla birlikte burada olmadığına dair bir duygu içine oturuyordu. Yanında, ona her şeyin yolunda olduğunu söyleyerek uyanmamıştı. Bu Caleb’in yolculuğu tamamlayamadığı anlamına mı geliyordu? İçinde hissettiği boşluk giderek büyüyordu.

Sam’e ne olmuştu? O da orada Caitlin ve Caleb ile birlikteydi. Neden Sam’e dair biz iz bile yoktu?

Caitlin sonunda merdivenlerin başına ulaşmıştı. Karşısına çıkan kapıyı açtığında gördükleri karşısında şaşkınlıkla öylece kaldı. Mükemmel bir kilisenin şapelindeydi. Daha önce hiç bu kadar yüksek bir tavan, kocaman ve görkemli bir sunak görmemişti. Oturulacak sıralar sonsuza dek uzuyor gibiydi. Burası binlerce insanın sığabileceği bir yere benziyordu.

Şansa içerisi bomboştu. Her yerde mumlar yanıyordu, belli ki geç bir saatti. Caitlin bu duruma minnettar kalmıştı. Şu an isteyeceği son şey, binlerce kişi ona bakarken bu sunaktan yürümek zorunda kalması olurdu.

Caitlin çıkışa doğru, bu uzun koridoru kullanarak yavaşça yürüdü. Caleb’i, Sam’i hatta belki de bir rahibi görebilmek umuduyla ilerliyordu. Assisi’de onu güzelce karşılayan ve her şeyi ona açıklayan rahibe benzer biriyle karşılaşabilirdi. Caitlin’e nerede, hangi zamanda olduğunu ve bunun sebebini açıklayabilecek biriyle…

Fakat kimse yoktu. Caitlin tamamıyla yapayalnızdı. Büyük, çift kapılı çıkışa yaklaştı ve dışarıda karşılaşabileceği şeylere karşı kendini hazırladı.

Kapıyı açtığı anda nefesi kesildi. Gece, her yerde yanan meşaleler ile aydınlatılmıştı ve Caitlin’in önünde kocaman bir kalabalık duruyordu. İnsanlar kilisenin önünde öylece beklemiyorlardı. Bundan ziyade büyük ve açık meydanda oradan oraya gidiyor gibiydiler.

Hareketli bir geceydi ve Caitlin sıcağı hissettiği an yaz mevsiminde olduklarını anladı. Antika kıyafetleri ve resmî hareketleriyle gördüğü insanlar Caitlin’i oldukça şaşırtmıştı. Şansına kimse onu fark etmedi ama o insanlara gözünü dikmekten kendini alamıyordu.

Resmi bir şekilde giyinip kuşanmış yüzlerce insan vardı ve farklı bir yüzyıldan oldukları besbelliydi. Aralarında atlar, at arabaları, seyyar satıcılar, şarkıcılar ve ressamlar da vardı. Kalabalık bir yaz gecesiydi ve oldukça bunaltıcıydı. Hangi yılda ve nerede olduğunu merak ediyordu. Daha da önemlisi, bu kalabalığa baktığında Caleb’in oralarda bir yerde onu bekleyip beklemediğini merak ediyordu.

Kalabalığı çaresiz bakışlarla, Caleb’i ya da Sam’i bulma umuduyla taradı. Görebildiği her tarafa baktı ama birkaç dakika sonra orada olmadıklarını kabullendi.

Caitlin ileriye doğru adımlar atarak meydana doğru geldi ve yüzünü kiliseye dönerek dış yapısının ona nerede olduğunu bulmasıyla ilgili bir ipucu vermesini umdu. Ve o ipucunu buldu! Caitlin mimarî, tarih ya da kiliseler hakkında çok şey bilmiyordu. Ama bir şeyler bildiği kesindi.

Bazı yerler kendini belli ederdi. Caitlin de böyle yerleri tanıyabiliyordu ve burası da onlardan biriydi.

Notre Dome’ın önünde duruyordu. Paris’teydi.

Burayı başka bir yer ile karıştıramazdı. Üç oymalı, büyük kapısı vardı ve önünde düzinelerce küçük heykel sıralanmıştı. Görkemli bina gökyüzüne doğru yüzlerce adım yükseliyordu. Burası dünyada tanınabilecek en önemli yerlerden biriydi. Daha önce internetten birkaç kez bakmıştı. Burada, Paris’te olduğuna inanamıyordu.

Caitlin, Paris’e gitmeyi hep istemişti; bunun için annesine her zaman yalvarırdı. Lise yıllarında bir erkek arkadaşı varken, bir gün onunla birlikte Paris’e gideceğini düşünürdü. Her daim gitmeyi hayal ettiği yerde olduğunu anladığında nefesi kesildi. Hem de bir başka yüzyıldaydı.

Caitlin kendini yoğunlaşan kalabalık içinde itelenirken buldu. Bir anda gözlerini aşağıya çevirdi ve üzerindeki kıyafetlere baktı. Kyle’ın, ona Roma’daki Kolezyum’da verdiği mahkûm giysilerinin içinde olduğunu fark edince şaşakaldı. Üzerine fazla büyük olan, kabaca kesimli, pürüzlü bir keten tunik beline ve ayaklarına ince birer parça iple tutturulmuştu. Saçları yıkanmamış ve keçe gibi yüzüne yapışıyordu. Hapisten kaçmış bir suçluya ya da berduşa benziyordu.

...
6

На этой странице вы можете прочитать онлайн книгу «Arzulanmış », автора Моргана Райс. Данная книга имеет возрастное ограничение 16+, относится к жанрам: «Книги про вампиров», «Зарубежное фэнтези». Произведение затрагивает такие темы, как «магические артефакты», «вампиры». Книга «Arzulanmış » была издана в 2019 году. Приятного чтения!